marka takıntısı olan insan

tedavi görmeli.

ya çok zengindir para harcayacak yer arıyordur, ya da çok özentidir.

kalite takıntısı olabilir edit: vazgeçtim yuh bee o çantayla afrika doyar :(

marka takıntısından ne anladığımıza bağlıdır. örneğin kesimini bildiğiniz, sizin tarzınız ürünler çıkaran bir firmanın ürünleriyle dolabınız doluysa bu çok normaldir. dolayısıyla avmye falan girildiğinde direk o mağazaya gidip alışverişini yapıp ihtiyacını alan adam zamandan tasarruf ediyordur ve başka bir mağazaya girelim teklifinizi ben buradan alıyorum gömleklerimi vs zaten diye reddediyorsa bu oldukça normaldir ama toplumun çoğu bunu marka takıntısı olarak niteler. ya da bir firma diyelim ki sizin giymeyi sevdiğiniz şekilde(katkısız, kimyasalsız vs) parfüm üretiyordur. siz de gidip o markanın ürünlerinden başka ürün kullanmıyorsanız bu normaldir. yani o markayı kullanmak için spesifik bir sebebiniz veya zaman sıkıntınız varsa buna marka takıntısı denilmemelidir ama genelde denilir. bir de benim kuzenim gibi şımartılan çocuklar vardır ki çocukluktan beri annesi oğluma şunu şuradan aldım gibi görgüsüzük yaparsa elbette bu çocuk da büyüyünce(daha 10 yaşında bile) annesinin oğlum bunu sana aldım nasıl diye gösterdiği şeye ilk tepkisi markası ne onun demek sorar. ki işte bu marka takıntısıdır ve oldukça zararlıdır. aynı şekilde bunun sebebi sonradan görmelik de olabilir. bu entry marka takıntısının ne olup ne olmadığını ayrımı üzerine yazılmıştır. çünkü bu ayrımın bilinmemesinden muzdaribim

Mantı takıntısı olan okudum amk. Ama bende de az biraz olan şeydir gidip pazardan giymem mecbur olmadıkça.Allah düşürmesin tabi

gereksiz para saçar.marka olmayıp da çok kaliteli olan ürünler de var

(bkz: ooo bakıyorum da zenginiz) (bkz: israf haram haram)

bende olmayandır. orjinal hummel ayakkabı-çakma hummel eşofman, çakma adidas ayakabı-orjinal adidas eşofman kombinasyonlarını çok kullanırım. :d

yok. ama orjinalini alamadığım birşeyin çakmasını almam. markasız alırım. zaten ömrümde çakma ayakkabı alamadım,çakmalarda 35 numara yok,alamıyorum bende. 35 veya 35,5 alıyorum. bütün ayakkabılarım adidastır,diğer markalar cırt cırtlı üretiyor. dışarıdan baktığınızda marka takıntım olduğunu düşünüyor arkadaşlarım ama bilmiyorlar işte,hayat zor...

benim var abi nolmuş iyi giyinmeyi seviyorum

gidipte kinetix giyecek halim yok. 50-60 tl daha koyar daha iyi bir şeyler alirim

bugünde marka olacak diye bi tişörte 80 lira vermedik çok şükür

hastalıktır. bende hastayım tedavi olmak istemiyorum çünkü seviyorum. buna kimse karışamaz. kime kızdıysam.

marka değil adidas bu adidas

sadece ayakkabı da marka takıntısı orjinallik takıntısı hastaligimdir.

polo marka tişört. herhangi bir yerde görsen almak bi yana bakmayacağın düz renk tişört, sırf solunda at üstünde bir bey var diye 100 lira. o tişörtlere verdiğiniz parayla gerçek at alır üzerine çıkıp vurursunuz kırbacı vurursunuz kırbacı olm manyak mısınız?

hiç yok ben yakışanı seviyorum 5 liralık tişört bana yakışıyosa niye almayım marka olması çokda şiyyy diğil yani

bir aslan burcu özelliğidir

fiyatı arttıkça kalitenin de arttığını düşünen insandır. harcayacak o kadar paran varsa bari yararlı şeylere harca.

quechua ve columbia dışında markaya çok takılmıyorum.

lanet olsun bu özelliğim beni bitiriyo.nixe ve adasdas dışında kullanamıyorum işte naparsın

marka takıntılığını falan hikaye önemli olan giydiğimiz kıyafetin içinde ne kadar mutluyuz?

aciz insan, popüler kültürün kölesi.

kendisine bir fight club repliğini armağan etmek istiyorum. "dinleyin sürüngenler; sizler özel değilsiniz, sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz, sizler işiniz değilsiniz, sizler paranız kadar değilsiniz, bindiğiniz araba değilsiniz, kredi kartlarınızın limiti değilsiniz, sizler iç çamaşırı değilsiniz, sizler herkes gibi çürüyen birer organik maddesiniz. bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz. hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz..."

yav çok gereksiz bir şey sadece isminden dolayı bi kıyafete değmiycek paraları veriyosunuz valla ben pazardan da giyiyom hiç öyle bi takıntım olmadı fdgkjhdfg

kendinde bulunmayan kaliteyi kıyafetlerde arıyordur

sen belki marka takıntısı diye şımarıklık yaptığın an, farkında olmadan bunu ailene de yansıtıyorsun. annen, baban senin rencide olmaman için o an yapmaları gereken, paranın lazım olduğu bi konuda senin rencide olmaman için konuyu erteleyebiliyorlar. ne var sanki marka takıntın olmasa. üzerine giydiğin kıyafetin içerisinde rahatsız oluyorsan takıntıların o zaman başlasın. kimse aa bak şu şöyle giyiniyor, marka giyinmiyor diye seni yerin dibine sokacak değil. ha eğer öyle bi insan varsa o da onun karaktersizliğidir, bu kadar basit.

eften püften şeylere bile bok gibi para vermeye bayılan insan tipi

ustundeki kiyafet degil icindeki karakter guzel olsun

geçmiş olsun... içinize kapitalizm kaçmış

aşırı derecede takıntılı olunca sıkıntılı olabilecek kişidir. benim de marka takıntım var ama sadece makyaj malzemesinde. (bkz: nars) ve (bkz: mac cosmetics) iliğimi kemiğimi kuruttu ama olsun

üzerinde ünlü bir markanın logosu basılı olduğu için deri bile olmayan bir çantaya akıl almaz paralar verebilen, yalnızca astarı malum bir ekose deseninde olduğu için bir trençkota 1600 tl ödeyen (genellikle babasına, kocasına, sevgilisine ödeten), herhangi bir mağazadan makul bir fiyata alabileceği şişirme montu yalnızca göğsünde bir sürüngen olduğu için akıl almaz fiyata alabilen insandır. o paraları yurt içi ve yurt dışı seyahatlerde kendini geliştirmeye ya da çocuklar veya hayvanlar için hayır işlerine kullansa muhtemelen kişiliği daha olumlu yönde değişirdi.

(bkz: marka takıntısı olan insan) (bkz: aramaya inanmak)

ayranı yok içmeye koşa koşa gider neyseee

10 liralık kıyafete 100 lira veren insandır...

(#1463839) şöyle başlıklardan bıkmadınız. kim ne istiyorsa giysin. (bkz: herkesin hayatına kimse karışamaz)

lc waikiki den başka bir marka giyemiyorum

bi ara delisiydim ama artık kurtuldum. yaşasın pazar malı çılgınlığı.

sadece ayakkabida var bu takıntı.

güzel olanı alırım pazar malı da olsa

i̇llet gibi bişey. allah en kısa zamanda kurtarsın

(bkz: gösteriş budalası) sahip olduğu markayla kibirlenen, kendininkinden düşük markaları giyenleri aşağı gören "insancık".bak, marka kullanandan değil, marka takıntısı olup bir de bununla kibirlenenlerden söz ediyorum. sırf giydiği markaları göstermek için instagram facebook açan var ya işte ondan bahsediyorum. markasından başka gösterebilecek bir şeyi olmayandan. ne bir yeteneği, ne bir iyiliği, ne bir bilgisi, ne de şöyle güzel bir sözü olmayan var ya işte ondan. yakında giydiği kullandığı tüm eşyalar eskiyecek ve ölüp gidecek bu dünyadan. hem de markasız bir kefenle. tamam tamam üzülme. sen yeter ki hemen öl, ben sana timsah amblemli kefen diktiririm.

bundan daha kötüsü marka takıntısını aşamayıp sahte markalı ürünler kullanan insan. kendisini kandırmaktan başka bir işe yaramaz.

bi de bunların şöyle modeli var, sırf gösteriş olsun diye asgari ücretle çalışan babasını 400 liralık ayakkabıyı almak için zorlayan. o kadar sinir oluyorum ki bu insanlara. annesini babasını düşünmeden gösteriş peşinde olmak, ne bileyim tuhaf.

takıntı değildir o kaliteyi seviyordur sgkdhhdb

eğer bi kere alıp iyisini almayı ve kalitesini önemsiyorsa mantıklı. ama sırf almak için aliyosa kişiliği oturmamış demektir bence